08.06.2008, 13:25
Zor maç olacaği en başindan belliydi ki Milli takimimizin olur da finale çikarsa o zamana oynayacaği en zor maçti. Zor maç olacak diye baştan pes etmek tabiki olmazdi. Sonuçta Milli takim bizim, başlamadan bitemezdi.
Maç başladiğinda beklide hepimiz o kadarda gözümüzde büyütmeye gerek yokmuş dedik. Çünkü tamamen durdurmaya yönelik oyun plani ve kadro yapisi ile sahaya çikan milliler en azindan ilk yari için başarili da oldu denebilir. Zaman zaman baski altinda kaldiğimiz kalemize defalarca köşe vuruşu yediğimiz dakikalar da oldu. İkinci yari ise sanki beklenen oldu, bizlere bekletilen demek daha doğru bir tabir de denebilir. Gözümüzde büyütülen, her biri ayri bir noktasindan sayilan yildizlari ile anlatilan bir Portekiz bulduk karşimizda, yavaş yavaş baskisini kuran oyunun her aşamasinda hakim, her türlü istatistiki oranda bizden üstün bir takim çikti karşimiza, bu çikişin temelinde sayilacak çok şey var elbette.
Bana ilk etken kadro yapisi gibi geliyor; kaleden başladiğimizda Volkan’ in yan top zafiyetini keşfeden rakip neredeyse tamamen bu silahlarini kullandi özellikle ilk yarida ve Hamit Altintop dişinda hiçbir engelle karşilaşmadi. Tek bir yan top dahi kalecimiz tarafinda yumruklanarak uzaklaştirilamadi. Defansa baktiğimizda kampa sakat katilan Servet Çetin ve tüm sezon bir maç oynayan iki maç sakat olan Gökhan Zan’ dan oluşan bir defans kurgusu ile başlandi. Orta sahaya bakildiğinda, son haftayi sakat geçiren Tuncay Şanli, maça ağirliğini koyup sorumluluk almaktan kaçinan Emre ve Mehmet ikilisi ile oyun kurmak şöyle dursun, üç pas bir araya nadiren geldi. Forvete bakildiğinda Fransa’nin en iyi oyuncusu gibi basinimizda lanse edilen Mevlüt hiçbir etki ve varlik gösteremedi. Önce aday kadro ile sonra gönderilen oyuncularla yaşanan şoklara bir yenisi eklendi desek çokta abartmiş olmayiz sanirim. Oyuncu değişiklerinde bile birçok soru işareti vardi. Fatih Terim’ in vurdum duymaz tercihlerine sadece bizler değil Yildiray ve Halil ile Almanlar, Fatih ve Gökdeniz ile Ruslar ile birlikte rakiplerimizde çok şaşirmiştir. Hiçbir eleştiriyi kabul etmeyen, her söze ben bilirim deyip kulak tikayan, haşa küçük dağlari ben yarattim edasindan vaz geçmeyen, cahil cesaretli Fatih Terim yüzünden başimiza kim bilir neler gelecek.
İyi oyun ve iyi taktik ancak iyi ve formda oyuncularla icra edilebilir. Dün şans yanimizda olmasa tarihi bir mağlubiyet almamiz işten bile değildi. Bu oyun maalesef bundan sonraki maçlar içinde hiç ümit vermedi. Çünkü oyunu değiştirecek sinirli alternatifler bile denenmedi. Büyük ihtimalle üç maçtan fazla oynayamayacağimiz turnuvadan en azindan birkaç puan alarak dönsek bizler için çok iyi olacaği kanaatini ülkece paylaşmaktan başka çare birakilmadi. Oyuncu anlaminda bu denli zengin ve alternatifli ülkeden işi bitirebilecek 11 oyuncunun seçilememesi düşündürücü ve maalesef bunun katilabileceğimiz en önemli turnuvalardan biri olan şampiyonada net bir şekilde görülmesi de çok üzücü, Allah yardimciniz olsun Milli Takim.
Maç başladiğinda beklide hepimiz o kadarda gözümüzde büyütmeye gerek yokmuş dedik. Çünkü tamamen durdurmaya yönelik oyun plani ve kadro yapisi ile sahaya çikan milliler en azindan ilk yari için başarili da oldu denebilir. Zaman zaman baski altinda kaldiğimiz kalemize defalarca köşe vuruşu yediğimiz dakikalar da oldu. İkinci yari ise sanki beklenen oldu, bizlere bekletilen demek daha doğru bir tabir de denebilir. Gözümüzde büyütülen, her biri ayri bir noktasindan sayilan yildizlari ile anlatilan bir Portekiz bulduk karşimizda, yavaş yavaş baskisini kuran oyunun her aşamasinda hakim, her türlü istatistiki oranda bizden üstün bir takim çikti karşimiza, bu çikişin temelinde sayilacak çok şey var elbette.
Bana ilk etken kadro yapisi gibi geliyor; kaleden başladiğimizda Volkan’ in yan top zafiyetini keşfeden rakip neredeyse tamamen bu silahlarini kullandi özellikle ilk yarida ve Hamit Altintop dişinda hiçbir engelle karşilaşmadi. Tek bir yan top dahi kalecimiz tarafinda yumruklanarak uzaklaştirilamadi. Defansa baktiğimizda kampa sakat katilan Servet Çetin ve tüm sezon bir maç oynayan iki maç sakat olan Gökhan Zan’ dan oluşan bir defans kurgusu ile başlandi. Orta sahaya bakildiğinda, son haftayi sakat geçiren Tuncay Şanli, maça ağirliğini koyup sorumluluk almaktan kaçinan Emre ve Mehmet ikilisi ile oyun kurmak şöyle dursun, üç pas bir araya nadiren geldi. Forvete bakildiğinda Fransa’nin en iyi oyuncusu gibi basinimizda lanse edilen Mevlüt hiçbir etki ve varlik gösteremedi. Önce aday kadro ile sonra gönderilen oyuncularla yaşanan şoklara bir yenisi eklendi desek çokta abartmiş olmayiz sanirim. Oyuncu değişiklerinde bile birçok soru işareti vardi. Fatih Terim’ in vurdum duymaz tercihlerine sadece bizler değil Yildiray ve Halil ile Almanlar, Fatih ve Gökdeniz ile Ruslar ile birlikte rakiplerimizde çok şaşirmiştir. Hiçbir eleştiriyi kabul etmeyen, her söze ben bilirim deyip kulak tikayan, haşa küçük dağlari ben yarattim edasindan vaz geçmeyen, cahil cesaretli Fatih Terim yüzünden başimiza kim bilir neler gelecek.
İyi oyun ve iyi taktik ancak iyi ve formda oyuncularla icra edilebilir. Dün şans yanimizda olmasa tarihi bir mağlubiyet almamiz işten bile değildi. Bu oyun maalesef bundan sonraki maçlar içinde hiç ümit vermedi. Çünkü oyunu değiştirecek sinirli alternatifler bile denenmedi. Büyük ihtimalle üç maçtan fazla oynayamayacağimiz turnuvadan en azindan birkaç puan alarak dönsek bizler için çok iyi olacaği kanaatini ülkece paylaşmaktan başka çare birakilmadi. Oyuncu anlaminda bu denli zengin ve alternatifli ülkeden işi bitirebilecek 11 oyuncunun seçilememesi düşündürücü ve maalesef bunun katilabileceğimiz en önemli turnuvalardan biri olan şampiyonada net bir şekilde görülmesi de çok üzücü, Allah yardimciniz olsun Milli Takim.
AÞK-I MEVLAYA DÜÞELÝ MECNUN' UM DAÐLAR GEZERÝM.
KATRAN KAYNATIP COÞALI SEL OLDUM ÇAÐLAR GEZERÝM.
AÞIK SEYRANÝ
KATRAN KAYNATIP COÞALI SEL OLDUM ÇAÐLAR GEZERÝM.
AÞIK SEYRANÝ
helal sana sinyor..!!