okuduğunuz bu satirlari gözlerinizle takip etmek, parmaklarinizla kitabin sayfalarini çevirmek, koltuğunuza yaslanmak, hatta ayaklarinizla bulunduğunuz yere basmak için dahi kuvvet sarf edersiniz. Bu kuvveti üreten ve gerekli yerlerde kullanan ise hareket sisteminizi oluşturan kaslardir. Gevşeyerek uzayan ve vücudun her tarafina yayilan kaslar, vücut ağirliğinin yaklaşik %45'ini oluştururlar. Her kas, boylari 0.5 ile 14 cm arasinda değişen ve ortalama çaplari 0.1 mm olan çok sayida kas lifinden meydana gelir. Kas dokusunun en önemli özelliği, kasilabilme yeteneğidir. Bir kasin iş yapabilme gücü de bu özelliği ile doğru orantili olarak artmaktadir. Bu sayede su içer, araba kullanir, yürür, konuşur, gözünüzü kirpar, boynunuzu çevirirsiniz.



İnsan vücudundaki kaslar, kontrol edilebilen kaslar (istemli) ve kontrol edilemeyen kaslar (istemsiz) olarak ikiye ayrilir. Kontrol edilebilen kaslari hareket ettirebilmek için düşünmek ve karar vermek gerekir. Örneğin merdiven çikmak istediğinizde, beyninizden gelen emir doğrultusunda kaslariniz bir miktar kasilir ve bacağinizi kaldirma hareketi gerçekleşir. İstemsiz çalişan kaslarin kontrolü ise isteğe bağli değildir. İstemsiz kaslarin görevleri çok hayati olduğu için bu kaslarin kasilmalari ve gevşemeleri, Allah'in rahmeti ile özel bir sistem (otonom sinir sistemi) tarafindan kontrol edilir. Bu yüzden kalbiniz, mideniz ve bağirsaklariniz görevlerini sizin iradeniz dişinda gerçekleştirirler. Bu, insan hayati için alinmiş son derece hayati bir tedbirdir. Eğer bu görev insanin kendisine verilmiş olsaydi, bunu yerine getirmesi elbette mümkün olmazdi. Bu da insanin yaşamini sürdürememesi anlamina gelirdi.

İrade dişinda çalişan düz kaslarin hareketleri yavaş, fakat kasilmalari uzun süreli olur ve yorulmazlar. Böylece vücuttaki hayati öneme sahip sistemler, faaliyetlerini uzun süreli olarak devam ettirebilirler. Örneğin kan damarlarinin, sindirim kanalinin, boşaltim yollarinin duvarlari bu türdeki kaslarla döşelidir. Düz kaslar iskelete bağli olarak çalişmadiklari için, sadece iç organlarin hareketlerinden sorumludurlar.

Bir an için istemsiz kaslarin, sizin kontrolünüze verildiğini düşünelim. Sindirimin gerçekleşmesi için mide duvarinizi kasmaniz ya da kalbinizin kan pompalamasi için kasilmasini sağlamaniz gerektiğini... Böyle bir durumda sadece bu işle ilgilenseniz bile bunda başarili olmaniz mümkün olmazdi. Çünkü bu kaslar siz uyuduğunuzda da sizin için çalişirlar ve görevlerini bir ömür boyu dinlenmeden yerine getirirler. Bu nedenle siz uyumak ya da dinlenmek istediğinizde kalbinizin kasilmasi kesilecek ve ömrünüz son bulacakti. Görüldüğü gibi sadece kalbin atişi bile vücudumuzdaki kusursuz düzenin, Allah'in üzerimizdeki rahmetinin anlaşilmasi için yeterli bir örnektir.


Elektrik Akimi ile Gerçekleşen Hareketler

Vücuda destek olmasi için çok sayida kemik, her durumdaki harekete uygun şekil alabilmesi için de kemikler arasinda eklemler yaratilmiştir. Fakat bu eklemlerin hiçbirisi kendi başina hareket edebilme özelliğine sahip değildir. Tipki bir kapi veya pencerenin -ne kadar mükemmel olursa olsun- iten veya çeken bir kuvvet olmadan açilip kapanamamasi gibi, hiçbir eklem de bir kuvvet olmadan hareket edemez. Eklemleri hareket ettiren bu kuvvet de, Allah'in yarattiği kas sistemi sayesinde üretilir.

Bir parmak kimildatilmak istendiğinde beynin içinde sayisiz sinir hücresi birbirine minik elektrik akimlari göndermeye başlar. Bu akimlar daha sonra omurilik soğani ve omurilik araciliğiyla beyinden vücuda ve ardindan çevresel sinir sisteminin birçok dalindan biri olan kola iletilir. Beyinden çikan bu minik elektrik akimi istenilen parmağa vardiğinda o bölgede bulunan kas hücrelerinin kasilmasina ve dolayisiyla parmağin hareket etmesine sebep olur.

Bütün bu olaylar neredeyse ayni anda olurken, hem gözlerden hem de parmaktan, beyne bilgi akişi olmakta ve bu sayede beyin, parmağin hareket etme işinin gerçekten de emir verildiği gibi olup olmadiğini kontrol etmektedir. Parmağin hareket yönünde bir engel varsa ve parmak istenilen işi yapamiyorsa, beyin, olayi yeni komutlarla yönlendirebilmektedir. Gerald L. Schroeder'in, kaslarla beyin arasindaki kontrolü anlattiği bir örnek şöyledir:

Kaslarin bedenlerimizdeki dağilimi da çok zekicedir. Elinizi yukari kaldirip, parmaklarinizi bükün. Parmaklarinizi bükerek avuç içinize dokunmaniza olanak taniyan kaslarin, parmaklarinizda olmadiğini fark edin. Elinizi yumruk yapip, kolunuzun dirseğin hemen üstündeki iç kisminda oluşan gerginliği hissedin. Buradaki kaslarin gerildiğini hissedin. Buradaki kaslar parmaklariniza tendonlar araciliğiyla bağlanir ve parmaklarinizi harekete geçirirler. Kaslarin parmaklarda değil de kolda bulunmasi sayesinde, parmaklar daktilo tuşlarini kullanmak gibi incelikli işleri yapabileceği kadar ince ve narin kalabilmektedir. Ama elinizi öne eğdiğinizde eylem zincirinin tamamlanmasini sağlayan başka bir bağlanti noktasi daha vardir; bilek. Bu sefer kolunuzun dirseğin hemen üzerindeki diş kismini hissedin. Buradaki kaslarin çaliştiğini hissedeceksiniz. Buradaki kaslar, beyniniz sadece "parmaklari eğ" dediğinde, bileği sabit tutmak için gerekli olan gücü sağlarlar, beyin "bileği de oynat" dediğinde ise bileğin öne eğilmesine izin verirler. Ama biz bunlar üzerine hiç düşünmeyiz, çünkü bütün bunlar beyin tarafindan bilinçliliği gerektirmeyecek bir seviyede kontrol edilirler.52

Yürümekten koşmaya, merdiven çikmaktan kapi açmaya hareketlerin uyumlu ve koordinasyon içinde olmasi, kaslarin üzerindeki gerginlik alicilari sayesinde mümkün olur. Bunlar her an sinir sistemini haberdar ederek, kaslarin durumu, kasilma hizi ve derecesi hakkinda beyne bilgi verirler. Böylece kas faaliyetlerinin yakindan takibi ve koordinasyonu sağlanir. Bunun neticesinde ise yolda yalpalamadan yürüyebilir, düşmeden merdiven inip-çikabilir, çantanizi düşürmeden taşiyabilir, yemek yerken elleriniz titremeden kaşiği ağziniza götürebilirsiniz. Tüm bunlar Allah'in dilemesiyle, vücuttaki düzenin kusursuzca işlemesi sayesinde mümkün olur.

Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandir. O, bir işin olmasina karar verirse, ona yalnizca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)

tamam güzel konuşmada ilk mesajda bunu yazma biraz mantiksiz geldi sanki futbolcular kendinize dikkat edin dercesine bir yazi insan bir selam verir bi şey yazar...