Facebook Hücum Hatti sayfasi açildi.Hayirli olsun

anotherday yazdı:Sende bir heyecan oluşmaya başladi mi ondan haber ver Soru kismi basit topçular hurma değil :gulme: TFF tam saha işe yarar hep almanya kökenli oyuncularla yaptiği için .

Emre senle facebook işini görüşelim grup açma işini teeee ingilizceyken bir face aldim bir daha kurcalamadim .

Bu sene son şansi zaten bu zevkimin. Yine sonu hüsranla biterse kendimi amatöre vuracam

Kayserispor aşkiyla ve Amigo Elifoğlu ile tanişmam; şehir dişindan gelen amcamin haydi senle maça gidelim demesiyle başlar.


Kayserispor - Fenerbahçe maçiydi. 1990’li yillarin başlari ( yilini tam hatirlayamiyorum ) Rüştü Rençber’in Fenerbahçe kalesine yeni geçtiği dönemlerdi.

Eski Atatürk stadyumunun açik tribününde amcamla yerimizi aldiktan sonra yabancisi olduğum ortamda sürekli etrafi inceliyorum. Sahada resimlerini gazetelerden gördüğüm adamlar bir sağa bir sola koşup duruyor. Yabanciyim ya. Haliyle inceleme gereksinimi duyuyorum. Yanimizda ki amcanin simitçiyle diyaloguna kulak veriyorum; ’’simitçi, eğer bu maçi alirsak yerim burasi, maç sonu gel kalan bütün simitlerini ben alacağim.’’ diyor . Simitçi ‘’berabere kalirsak ta yarisini al’’ gibi bir şeyler söylüyor.’ Onlarin konuşmasini dinledikten sonra sahada sürekli hareket halinde ki bir adam dikkatimi çekti.

Hangi tribünün önüne gitse herkes ayağa kalkiyor, tezahürat yapiyor ona eşlik ediyordu. Etrafimda ki seyirciler ‘’ Elifoğlu, Elifoğlu buraya gel ‘’diye bağiriyordu. Adini orada öğrendim Elifoğlu' nun. Bizim olduğumuz tribünün önüne gelince yaşli-genç kim varsa sempatik adamin isteklerini yerine getiriyor bende becerebildiğim ve anladiğim kadariyla bir şeyler yapmaya çalişiyordum.


Rüştü Rençber, Atatürk stadyumunun Erciyes tribünü önündeki kalede isinirken Elifoğlu yerde taklalar atarak Rüştünün antrenman yaptiği kaleye kendini atmaya çalişiyor, seyirciler her takla atarak kaleye girişinde goool diye bağiriyordu Elifoğlu’nun yaptiklarina sinirlen Rüştü, Elifoğlu’nun yakasindan tutup silkeledi ve aralarinda bir kavga başladi, boyu nerdeyse Rüştü’nün yarisi kadar. Bütün taraftar ayağa kalkip tepki göstermeye başladi. Spor ya da futbol bir tarafa ben çocuk aklimla babasi yaşindaki birine davraniş şekline çok kizmiştim. Bize ilk öğretilen ne olursa olsun büyüğüne saygiydi. O günden bu yana Türk futbolunda sevemediğim isimlerin başinda gelir Rüştü Rençber.

Maç başladiktan sonra sahada ne oluyor pekte umurum da değildi. Sürekli bu adami takip ediyor, hareketleri ben yaşlardaki her çocuğun hoşuna gidecek, dikkatini çekecek türden şeyler oluyordu. Zaten ofsayt nedir, biz ligde kaçinci siradayiz hepsinden bi haberim. Hayatimda ilk defa stadyumda bir maç seyrediyorum. Tv’de tek kanalli dönem yeni sona ermiş, futbol ve futbolcular hakkinda bilgim mahallede ki ağabeylerin konuşmalarindan dinlediklerim. Bugün ki gibi her şey bir tik uzakta değil ki o yaşlarda bir şeylerden haberdar olalim. Etrafimdaki insanlarin konuşmalarindan o gün Fenerbahçe’yi yenmemizin mucize olduğunu çocuk olmama rağmen anliyorum. Şampiyon olamadiği için kizdiğim takimimin bu gününden, o günlerine baktiğimda şaka gibi geliyor…

Sahada olup bitenden haberim yokken Kayserispor’un penalti atişi kazanmasi ve etrafimdaki seyircilerin heyecaniyla dikkatimi maça verdim. Tam o anda kapali tribün önünde bir hareketlilik olduğunu gördüm. Bir ambulans o tarafa yaklaşti herkes merakli gözlerle ne olduğunu anlamaya çalişirken kisa bir süre sonra; Kayserispor penalti atişini kazaninca Amigo Elifoğlu’nun heyecandan bayginlik geçirdiği ve ambulansin onu hasteneye götüreceği haberi bizim olduğumuz tribüne kadar ulaşti. Orada Elifoğlu ismi hafizamda ki yerini aldi. Taraftari olduğu takim penalti atişi kazandiği için heyecanina yenik düşen, seyircinin takima destek vermesi için 2 saat boyunca tüm enerjisini harcayan bir adam…

O tarihten sonra hangi maça gitsem Elifoğlu’nun bizim tribünün önüne gelmesini heyecanla beklerdim, o zamanlar anlam veremesem de taraftari teşvik etmek için yaptiği konuşmalar, taraftarla karşilikli komik diyaloglari beni neşelendirirdi her zaman. Sadece beni değil çevremde genç, yaşli kim varsa. Bu gün o yaşlarda olanlarin çoğunluğun yaptiği tek şey bir insanin ne kadar kutsali varsa hepsine küfür etmek…Elifoğlu’nun toplu halde küfür ettirmeye çaliştiğina da şahid olmadim yada ben hatirlamiyorum.

Eğitimim nedeniyle Kayseri’den ayrildiğim dönemde vefat haberini aldim bir yakinimi kaybetmişçesine bir burukluk oldu içimde, kendisiyle saha dişi hiçbir diyalogum yoktu Uzun zamandir da maçlara gitmiyordum ve Kayseri’den de uzaktaydim.

Okulumu bitirip diplomami aldiktan sonra tekrar Kayseri’ye geldim. Beni maça götürecek amca yada amca yaninda bende girebilir miyim maça diyeceğim birine de ihtiyacim yoktu, kendi biletimi alacak kadar param vardi cebimde artik. İlk firsatta tarihini ya da kimle oynadiğimizi hatirlayamadiğim bir maça bilet aldim. Uzun zaman olmuştu tribünden maç seyretmeyeli , tribün kapisindan içeri girip yeşil sahayi görünce yine ayni heyecani duydum hiçbir şey kaybetmemişim çocukluk alişkanliklarimdan. Yine ilk defa maç izlediğim tribündeydim;

Sahaya bakiyorum ama bir eksiklik var, etrafimdaki insanlara bakiyorum hiç biri en son tribünlerde biraktiğim insanlar kadar neşeli değil. Herkes sadece maçin başlamasina odaklanmiş. Oysa Elifoğlu varken herkes onun ne yaptiğina bakar ona eşlik ederdi. Taraftarin yüzü gülerdi o varken.

Taraftar gruplari var kale arkasinda ve açik trübün de ama hiç biri Elifoğlu kadar coşturamiyor seyircileri. 20-25 yaşlarinda biri bizim tribünün önüne geliyor ‘’haydi ağabeyler sari-kirmizi diyoruz hep beraber’’ diyor ama kimse eşlik etmiyor daha sonra ‘’sizle bir şey yapilmaz.’’ deyip birakip gidiyor arkasina bile bakmadan. Elifoğlu öyle yapmazdi ki kendisine katilmayanin kaynanasindan başlardi vecizeler dizmeye kimse de kizmazdi hatta gülerdi sonrada ona eşlik ederdi.

Hemen yani başimda duran bir amca ‘’ahh Elifoğlu nerede siz neredesiniz, onun yerini kimse dolduramaz.’’ lafini duyduktan sonra stadyuma girdiğim andaki heyecanimi bir anda yok oldu . Sahada bir maç oynanir ama ben geçmişe dalmişim .İlk defa bir Kayserispor maçindan hiç heyecan duymadan ve zevk almadan ayrildim hiçbir tezahürata da eşlik etmedim.

O gün farkina vardim; Elifoğlu’nun gidişiyle Kayseri tribünlerinde ki bir devir çoktan kapanmiş ve amigoluk tarihin tozlu raflarinda yerini almiş. Zaman zaman tribünlerde bahsi geçer hakkinda kötü bir şey duymadim hep eğlenceli anilar anlatilir.

Bugün 20’li yaşlarin başinda olan Kayserispor taraftarlarinin onu hatirlamasi çok zor.

Yillardir Kayserispor maçlarini tribünlerden seyreden biri olarak Elifoğlu kadar Kayserispor taraftarini coşturan, onlarin yüzlerini güldüren, neşelendiren ne bir taraftar grubu gördüm nede başka birini. Bu yüzden Kadir Has Arena’nin girişine sahteliği " Made in China "etiketli mallarindan daha kolay anlaşilan çakma Zlatan İbrahimoviç heykeli yerine taraftarlar arasinda efsaneleşmiş bir isim olan Elifoğlu gibi birinin heykeli yapilmasi gerek dedim ama nerde.

Vefa İstanbulda bir semt adi olmaktan öteye gitmiyor günümüzde anlik başarilarin ve heveslerin peşinde koşarken.


Mekânin cennet olsun Son Amigo. Sen gittin belki ama bu tribünlerde adin bizimle hep yaşayacak.

Selim ( anatoherday )..

Hollanda kampi için yaklaşik 2 ay öncesinden hazirliklara başladik. 2200 km yol gittik. 58 saat evden uzak, yollarda kaldik. 8 kişi 2 araba ile Hollanda' ya varmak için yola çiktik. Her şeyden önce sevdamiz uğruna gittiğimiz yolun bile tadi bir başka.


Maç saatinden önce Afas Stadion önüne geldik ve maç saatini beklemeye başladik. Maç başlarken Hollanda Kayserisporlular derneği ile birlikte stadyuma girdik.Hazirlamiş olduğumuz pankarti astik, takimi desteğe başladik. 3-0 yenildik ama ufak gibi görünen ayrintilari söylemek lazim. Taraftar açisindan değerlendirmek gerekirse; her şeyden önce çok güzel bir taraftar ortaminda izledik karşilaşmayi. Kalabaliktik oldukça. Sesimizin Tv' den duyulduğuna eminim. : )

Gelelim maç hakkinda ki görüşlerimize. AZ sezonu erken açti cünkü Avrupa eleme maçlari vardi. Mesela bizim maçtan 6 gün sonra ilk ciddi resmi maçlarina çikacaklardi. O yüzden tamamen hazir olarak çiktilar, biz ise 3. Hazirlik maçina çiktik. Bildiğiniz gibi ilki Erciyes, ikincisi Gürcistan U-21 Milli Takimlariydi ki Az Alkmaar' a bakarak oldukça güçsüz rakiplerdi. Maçin sonucuna bakarken bunlari göz ardi etmemeliyiz.

Tv den izleyen arkadaşlarim az çok neyin ne olduğunu, kimin ne ve nasil futbol oynadiğini görmüştür, ama çiplak gözle ve canli maç izleyen biri olarak bende kendime göre bir kaç yorumda bulunayim istedim.


Kaleden başlarsak; Gökhan’in en önemli eksisi boyu. Yoksa çok farkli yerlerde olabilirdi. Maçta toplari genelde 2 hamlede kontrol etti. Bu hazir olmadiğinin göstergesi.Defans ile uyumuda iyi değildi.Umarim iyi hazirlanir, kendine verilen şansi iyi kullanir.Yaşi genç önü açik. Ama daha çok çalişmasi, daha azimli olmasi lazim.


Tolga; kanatlarda defans oynamak çok ama çok zordur. Kendimden biliyorum Önündeki atak oynayan kanat oyunculari ve göbek diye tabir edilen orta sahadaki defansif oyuncu en önemli etkendir, kanattaki beklerin performansinda. Onlar bu maçta Tolgayi çok yalniz birakti. Tolga henüz genç, az da olsa yetenek var belli. Pozisyon hatasi çok fazla. Forma istiyorsa çok ama çok çalişacak. Süper Lig de, hele hele Süper Lig takimi Kayserispor' da oynamak kolay değil ve de herkese nasip olmaz.

Zurab; Al gülüm ver gülüm. Biraz yavaş, yanina hizli ve kafa toplarinda etkili adam şart.O da Eren Güngör.

İlhan; çok gereksiz yere hirs yapiyor. Vücudunun ve yeteneklerinin yetmediği yerde futbolcu farkli şeyler dener. İlhan da biraz o tarz gibi. Onun performansin da da önündeki adamlarin etkisi fazla.


Hasan Ali Kaldirim; Hasan maşallah. geçen yil biraktiklarimizin üstüne koymuş. Muz orta felan açiyor artik : ) Kazanma isteği her zamanki gibi. Defansif anlamda biraz kendini geliştirmiş ama yeterli değil tabii. Daha da iyi olmak zorunda.


Sefa Yilmaz; Genel olarak iyi, fakat pas dağitma ve alma konusunda sikintili. O da uyum sürecinden, henüz herkesle iyi anlaşamamasindan kaynaklaniyor galiba. Daha iyi olacağina
eminim.


Okay Yokuşlu; Bilek, futbol zekasi, kazanma hirsi, mücadele! Bu çocukta ne ararsaniz var.. Eksik olan tek şey profesyonellik! Amatör ruhu hala içinde, zaten bu kendisini buraya kadar getirdi. Ama biraz profesyonel düşünmeli. Yoksa süper ligdeki kasaplar onu rahat birakmaz.


Abdullah Durak; ayni Apo. Bildiğiniz gibi yani. Hala türkü albümü var sanki kafasinda : ) Bazen hirsli, bazen vurdum duymaz. Bi standart yakalarsa ve yeteneğini ortaya koyarsa kimse tutamaz. Ama kendisi de biliyor bunun çok zor olduğunu, o yüzden kasmiyor galiba : ) Orta sahanin en iyi yedeği diyebiliriz kendisine sanirim.


James Troisi; Bişeyler yapiyor ya da ne bilim yapmaya çalişiyor. Bazen eline yüzüne bulaştiriyor ama gene de uğraşiyor. Kurban olduğum Allah’im vermeyince vermiyor işte yeteneği. En azindan çabaliyor ama çabalamayla da olmuyor be bilader.


Amrabat; her insanin kendini gösterme isteği vardir ama bu Amrabat’ta ayyuka ulaşmiş. Her top bende buluşsun, her çalimi ben atayim, her ortayi ben açayim! Bazen oluyorki kaçsa çok güzel pozisyon olacak ama top istiyor hiç bişey olmuyor. Aynisi orta açsa mükemmel pozisyon ama çalim atmayi deniyor… “Futbol basittir, basit oynayan kazanir!” vecizesini birileri fisildasin şu adama


Gökhan Ünal; Kralin yerinde yeller esiyor. Eski hirsi ve isteği kalmamiş. Futboldan mi soğutmuşlar nedir adami? Eskiden tanidiği bir Abdullah var. Zaten genelde onla takilir gördüm. Cangele inşAllah döner de ilaç olur hem Gökhan' a hem takima.


Shota Arveladze ; Aslinda yazacaklarim sanirim tespitten çok biraz eleştiri olacak. Hala oyunu okumakta bazi eksiklikleri var. Hala aklindaki oyun anlayişini takima adapte edebilmiş değil ki bu çok zor bir iş ama yapmak zorunda. Zamaninda müdahale, oyuncu değişiklikleri, taktik strateji değişiklikleri yapmali, bunu yaparkende yaninda ki bu işin kompetanlarindan biraz istifade etmeli. Shota idman esnasinda diyor ki; “Top yoksa top iste.Top varsa ilk gördüğüne at. Attiysan hemen boşa çik ve top iste.Başka bişey istemiyorum.” Bunu ne zaman uygulanabilir hale getirecek bilmiyorum ama biraz acele etse iyi olacak.

Hazirlik maçi sonrasi Süleyman Hurma ve Shota ile söyleşi ve Yol Hikayelerini daha sonra sizlerle paylaşacağim inşAllah.

Mustafa Duran ( mmd )

mustafa abi devami nerede isteriz hemen

Ve bir ritüelin yine başladiğina şahit olduk bugün. Cumhuriyet gazetesinin spor sayfasinda Kayserispor yönetimi ile ilgili bazi iddialar dillendirilmiş. İddialarin sahibi Grup38 Taraftarlar(!) Derneği Basin Sözcüsü Mehmet İncialan. Açiklamalarinda daha doğrusu iddialarinda Kayserispor başkani Recep Mamur' un kulübü kendisine sahte imzalarla imzalanmiş senetleri kullanarak borçlandirdiğini anlatiliyor.

Olaylarin geçmişi 2008, 2009 yillarina dayaniyor. Suç duyurusunda bulunmuştu Mehmet İncialan o zamanlarda kulüp başkani hakkinda. Ve başkan Recep Mamur aklanmişti ama İncialan bey iddialarindan vazgeçmedi. Bakin bugün yine başlamiş benzeri yorumlara.

Mehmet İncialan kimdir, nedir sorularina verecek fazla bir cevabim yok aslinda. Ne iş yapar, geçimini nasil sağlar bilmiyorum. Taraftar görünümlü biri kendisi. Grup38 derneğini kullanarak reklam yapmaktan başka birşey yapmayan biri olarak taniyorum.

Tek bildiğim şey geçimini Kayserispor kulübünü ve yönetimdeki isimleri mahkemeye vererek kazandiği tazinatlardan kazaniyor. Yilin belirli dönemlerinde bu tür açiklamalar yapip Kayserispor yönetimini galeyana getiriyor ve açtiği davalarla senelik kazançlarini kazanmaya çabaliyor.

Tek dileğim Kayserispor yönetiminin bu tür oyunlara gelmemesi ve bu tarz beklentileri boşa çikarmasi. Kimin ne olduğunu Kayseri kamuoyu az çok biliyor. İncialan' da öyle. Hoş bilmese de ne yazar.

Muratt..

Lan arkadaş ne tür bir o..c.. muşun sen ya?

Hücüm Hattini Facebook sayfasindan takip edenlere Mehmet İncialan' in iddialari ile ilgili olarak Kayserispor başkani Recep Mamur' un ve diğer yöneticilerinin aklandiklarina dair belgeleri sunacağimizi söylemiştik. Akşam saatlerinde belgeler elime ulaşti ve şimdi sizlerle paylaşiyorum.

Müşteki olarak görünen Mehmet İncialan. Kayserispor taraftari(!) olarak bir şikayette bulunmuş, Kayseri Cumhuriyet Başsavciliğida bunu değerlendirmiş ve soruşturma başlatmiş. Şüpheli sifati ile soruşturmada yer alanlar ise Genel Menajer Süleyman Hurma, Şaban Miraboğlu, Yücel Şahin, Recep Mamur ve Şahin Akarsu.

Evraki inceleyen Kayseri Cumhuriyet Savciliği Savcilarindan 34291 sicil numarali Cumhuriyet Savcisi söz konusu iddiayi incelemiş ve konu ile ilgili yeterli ve inandirici kesin delil bulunamadiği gerekçesiyle Kamu Adina Kovuşturmaya Yer Olmadiğina Dair Karar Vermiş.

Boğazliyan Ağir Ceza Mahkemesini de Temyiz makami olarak göstermişler. Mehmet İncialan durur mu? Doğru Boğazliyan Ağir Ceza Mahkemesine karara karşi itirazda bulunmaya gitmiş. Boğazliyan Ağir Ceza Mahkemesi ilgili başvuruyu 2010/10 Değişik İş No sayisiyla gündemine almiş ve dosyayi incelemiş. Bakin alinan kararda ne deniyor.

Boğazliyan Ağir Ceza Mahkemesi Şikayetçinin Şikayetinin Reddine karar vermiş ve fotoğrafta göründüğü üzere; " Şikayetçinin Yerinde Görülmeyen İtirazinin Reddine. " ifadesini kullanmiştir. Bu karari da Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Araciliğiyla ve Müsteşar Yardimcisi imzasiyla Müşteki Mehmet İncialan' a tebliğ edilmesi için yollanmiş.

Bizim taraftar(!) Mehmet İncialan bir de Kayserispor Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Rifat Yildirim hakkinda Avukatlik Görevini Kötüye Kullanma suçlamasiyla başka bir soruşturma için Kayseri Cumhuriyet Başsavciliğina başvuruda bulunmuş. Haliyle bu da değerlendirilmiş.

Bu iddianin değerlendirmesinde de 33427 sicil numarali Kayseri Cumhuriyet Savcisi görev almiş ve; " Avukat Rifat Yildirim' in Avukatlik Kanununa aykiri bir eylemi olmadiği, başlatilan icra takibinde her iki tarafinda avukatliğini yapmadiği, bu nedenle şikayete konu iddialarin varid olmadiği. " gerekçesiyle Avukar Rifat Yildirim hakkinda SORUŞTURMAYA YER OLMADIĞI kararini vermiştir.

Kissada hisse dostlar bir kaç gün önce Osman Altunterim imzali ve Mehmet İncialan kaynakli ( haberi yapan gazeteci tek kaynaği olmadiğini iddia etse de ) " Kayserispor' da Büyük Vurgun " başlikli haberin asli astari yok. En azindan ortada vurgun niteliği taşiyacak bişey yok. Zira göründüğü üzere Türk Hukuk Merciilerince hem Recep Mamur, hem Kayserispor yönetiminde ki adi geçen diğer isimler aklanmiş durumda.

Tabii bir uyarida burada Kayserispor yönetimine. Görüyorsunuz ki Kayserispor' un attiği temellerin öyle ya da böyle bir şekilde alti kazilmaya çalişiliyor. Sizlerden taraftar olarak isteğimiz bu tarz şeylere alet olacak işlerden kaçinmaniz ve Kayserispor' u daha şeffaf yönetmenizdir. Siz dikkat ettiğiniz müddet Kayserispor camiasi olarak bizlerin sirti yere gelmez.

Muratt

Tebrikler Murat Abi Emeklerine Sağlik Allah Razi olsun

Belli ki bazilari yanliş biliyor. Taraftari, taraftarliği yanliş tanimliyorlar. Peki kisaca özetleyelim mi Taraftar ne ister?

Saniyorlar ki taraftar sadece başari ister. Nerde, nasil olursa olsun kazanmak, bir şekilde galip gelmek, şampiyon olmak, kupa kazanmak ister. Saniyorlar ki taraftar verdiği paranin karşiliğini almak ister. Hep kollansin, bedava bilet verilsin, deplasmana gitmek istendiğinde otobüs tutulsun, deplase ihtiyaçlari karşilansin ister. Bunlari isteyenler taraftar midir? Onlarin gözünde taraftar bunlardir.

Ama Taraftar sadece SAHİPLENİLMEK ister. Takiminin hakki yenilmesin, yeri geldiğinde masaya yumruk vurulsun, yeri geldiğinde ses yükselsin, hak aransin ister. Taraftar koskoca bir kulüp 3-5 kuruşa esir edilmesin, paranin kölesi olunmasin, taraftari olduğu kulübün yenilen bir hakki varsa savunulsun ister. Maddi kaygilar uğruna suçlu olduklari biline biline sirf 3-5 kuruş fazla kazanilsin diye birilerinin avukatliği yapilmasin ister. Hakeden hakettiği cezayi çeksin, bir suç işlendiyse o suçun cezasi bulunsun, suçtan yana değil haktan yana olunsun ister.

Taraftar kulübünde ki yöneticileri sadece kendi kulübünden TARAF OLSUN, kendi kulübünün hakkini arasin ister. Rakiplerinin durumlarindan ziyade kendi kulübünün derdine yansin ister.

Taraftar hakedilmiş başari ister. Haksiz kazanilmiş başarilardan midesi bulanir. Taraftar omuz omuza takimini destekler, her ortamda hakkini savunur, her ortamda sevdali olduğu armanin haklari savunulsun ister. Taraftar her zaman kulüp kazansin ama kazandiklari da hakkaniyetli olsun ister. Masa başinda kaybedilmiş haklarinin gerekirse masa başinda geri kazanilsin ama o hak yedirilmesin ister.

Ve son olarak Taraftar Haketmeyenlerin Haketmedikleri yerde olmamasini ister.

Muratt

Kayserispor Sezon Öncesi Son Değerlendirmeler Hücum Hatti Blog' da. Biten transfer dönemi ve hazirlik kampi sonrasinda yaptiğimiz değerlendirmeleri dilimiz döndüğünce yazdik, paylaştik. Beğeninize...

forvet i de değerlendirecek misin abi ?

Olmasini düşündüğüm ve beklediğim [B]Muhtemel Kadromuz ve Tek Tek değerlendirmesi blogda.[/B]

Murat kadron bayaga bi ofansif olmus.

Yarin bu saatlerde Fenerbahçe ile oynayacağimiz maçin harareti sarmiş olacaktir beni. O yüzden şimdiden taktik, teknik derleme ve değerlendirmeler yapmakta fayda var. Sonra unuturuz maazallah, ne der dostlar

Fenerbahçe eksik geliyor Kayseri' ye. Her şeyden önce Mehmet Topuz ve Serdar Kesimal sakatlar ve oynamayacaklar. Gökhan Gönül, Emre Belözoğlu ve Selçuk Şahin' de kadro da olmayacaklar. Bu da demektir ki Fenerbahçe' nin onbirinde oynayan sağlam defansindan 2, oyuna yön veren orta sahasindan 3 futbolcu sahada olmayacak. Geniş bir kadroya sahip olan Fenerbahçe' yi bu sakatliklar ne kadar etkiler bilmiyorum ama oyunda hirsi ile takimi yönlendirebilecek adamlari olduğunu düşünmüyorum. Bu büyük avantaj bizim için.

Nasil oynamaliyiz noktasina gelince;

Gaziantepspor maçinda gördük ki pas yapma konusunda ilk iki haftada ki sikintiyi atmaya başlamişiz. Bunda topu ileri taşiyabilecek oyuncularin sahada olmasi, bir birini iyi taniyan iki ön liberonun takima olumlu yönde etki yapmasi çok önemliydi. Fenerbahçe maçinda da bu düzen devam etmeli ama daha hirsli olmaliyiz. Aslina bakarsaniz bence bu maç 4-4-2 sisteminin uygulanmasi gereken maçlardan biri. Lugano ve Serdar' siz bir Fenerbahçe defansi hava toplarinda etkili olamayacaktir. Bilica ve Bekir' in üzerine oynanancak her hava topu bize avantaj getirecektir. Bunun için Nadir' in bence Ömer ile birlikte onbirde oyuna başlamasi gerek.

Farkli Görüş blogdan Muzaffer Şahin' in Gaziantepspor değerlendirmesinde vurguladiği önemli bir noktaydi bu husus. Havadan Nadir Çiftçi' ye gelen her top yere ve Kayserispor oyuncularina indi. Bu oyun kurgusu " eğer ki maç içerisinde baski yiyecek olursak " kullanabileceğimiz hava toplari için bize avantaj sağlayacaktir. Gel gelelim forvet bölgesinde rol vereceğimiz her iki oyuncumuz kanat oyunlarinda da etkili olabilir. Hem Nadir, hem Ömer Şişmanoğlu kanatlarda görev almiş isimler. Onlarin kanatlara inmesi ile onlardan kalan boş alana Amrabat ve Sefa gibi hizli oyuncularimiz akabilir.

Orta saha da Riveros, Santana, Amrabat ve Sefa dörtlüsü görev almali. Defansin önünde iki sağlam ön libero Fenerbahçe' nin göbekten gelecek akinlarinda emniyet sübabi olabilir. Ama şu kurguda bizim ileri top taşimamizi sağlayacak isminde Riveros ve Santana ikilisinden biri olmasi gerekiyor. Bu her ne kadar defansimizin önünde boşluklara neden olabilme ihtimalini ortaya çikarsa da alinmayacak risk değil.

Şu durumda takim içerisinde değişmeyecek tek bölgenin kale ve defans dörtlüsü olduğunu düşünüyorum. Allah' tan Fenerbahçe forvetleri eskisi kadar hizli değil. Gerek Semih, gerek Bienvenu Niang kadar hizli olamiyorlar. Ama Fenerbahçe' nin hücum hattinda ki Alex faktörünü unutmamak lazim. Mutlaka Alex' in oyun zekasina bir çözüm bulunmali.

Biraz uzun bir değerlendirme oldu ama kazanmak adina yapilabilecek şeyleri kendimce ve haddimi bilerek anlatmaya çaliştim. Usulen kafamida oluşturduğum muhtemel kadro ve oynanmasi gerektiğini düşündüğüm sistem ve dağilimi da ekleyerek yaziya son verelim.