Duyuru: Hesaplarınızla ilgili yardım almak için X'ten(tıkla) mesaj atabilirsiniz. Eski hesaplarınızı almak için mail adreslerinizi hatırlamanız gerekmektedir.

Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Ilgiç Cezalar
#1
Avrupa kupalarinda ilk ceza alan temsilcimizin Trabzonspor, ilk sari kart cezalisinin da Galatasarayli Gökmen Özdenak ile Ordusporlu Salih olduğunu biliyor muydunuz?



Kupa ve ligde bir çift Beşiktaş-F.Bahçe derbisi... Endazesiz demeçler, sarf edilen küfürler, uçuşan tekmeler... Kesilen cezalar: Aziz Yildirim 1 yil… Ali Koç 2 yil… Murat Özaydinli 6 ay… Aurellio 2 maç… Futbolumuzda suçu cezaya tahvil eden yapi PFDK, yani Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu... Temyizine bakan ve cezayi hafifletense Tahkim... Milyonlari peşine takan futbol sahalari adeta mayin tarlasi. Özellikle maratonun son diliminde artan gerilim, 90 dakikalar sonrasi uzatilan mikrofonlar tam bir tuzak. Maçin duygu yoğunluğu içinde kameralar karşisinda beyinden damitilmayan ağir ithamlar dökülüyor ağizlardan. Bu demeçler kuşkusuz muhatabini da incitiyor; ama söz, asil dönüp dolaşip sahibini yaraliyor.



Tipki sahada oynamak ve maç yönetmek gibi kriz anlarinda demeç vermek de büyük sanat. Futbolda başari oyuncu, teknik adam, taraftar ve yönetim bütünlüğü içinde gerçekleşirken; bunlardan birinin teklemesinin faturasi, bazen faiz vurgunlarina uğramiş kredi kartlarindan bile ağir ödeniyor. Bir bakmişsiniz PFDK’nin kara listesindesiniz. Parayla şişirilen günümüz futbolunun suç portföyü alabildiğince zengin. Şike, doping, bahis, küfür, kirli demeç… Saha içi zaten ana baba günü… Tekmeler, küfürler, yumruklar, dirsekler, pankartlar, tükürükler… Böylesi bir ortamda, Beşiktaş-F.Bahçe maçlari sahnelendi… Yöneticiler üst düzeyde bariş çubuklari yakmiş olsa da kupada ve ligde şampiyonluk hedeflerine koşulurken birbirlerine engel unsur olduklari da bir an olsun beyinlerinden silinmiyor. Suni dostluk yaklaşimlari da ufak bir kivilcimla ortalik alevlenince hiçbir işe yaramiyor. Son dönemlerde İlhan Cavcav’indan Aziz Yildirim’ina, Ekrem Cengiz’inden Levent Kizil’ina, Yildirim Demirören’ine varincaya kadar birçok başkan ve yöneticinin sik araliklarla hak mahrumiyeti cezalarina çarptirildiğina şahit olduk. İsterseniz, yazimizin bundan sonraki bölümünde Türk futbolundaki ilk ve ilginç cezalara bir göz atalim.



Mersin İY ve Vefa’ya imza atinca...



Saha içi hareket ve cazalar dün de vardi, bugün de var, yarin da olacak. Maçlarin daha centilmence oynanmasi için 1977-78’de harekete geçen federasyon, üst üste iki sari kart uygulamasini yürürlüğe koydu. Futbolculari disipline etmek için başlatilan uygulamanin tarihte ilk kurbanlari G.Sarayli Gökmen Özdenak ile Ordusporlu Salih oldu. Bu iki futbolcu, çift sari kartla ertesi maç yasakli duruma düşünce isyan etmiş ve ‘Hakemler bu tutumlarini sürdürdükleri müddetçe daha çok sari kart görürüz.’ diye dert yanmişti. Kuşkusuz en çarpici ceza alan futbolcu ise 30 yil öncesinde Tekirdağsporlu Celal idi. Transfer ayinda önce Vefa’ya, çok geçmeden Mersin İdman Yurdu’na imza atan Celal kendini yakmişti. Mukavele imzaladiktan sonra yeşil-beyazli formayi giymeden vefasizlik eden Celal’e çok içerleyen Vefa yöneticileri şikayette bulununca futbolcu bir yil boykot cezasi alarak sahalardan uzak kalmişti. Adliye koridorlarina siçrayan suç ve ceza olayi ise yakin dönemde yaşandi. 5 Nisan 2003’te İnönü Stadi’nda oynanan Beşiktaş-Denizlispor maçinda yaşanan olayda Ali Tandoğan, İbrahim Üzülmez’in sakatlanmasina neden olmuştu. Bu olaydan sonra İbrahim Üzülmez, Ali Tandoğan’i mahkemeye verdi. Daha sonra İbrahim şikayetçi olmadiğini açiklamasina rağmen devam eden kamu davasinda hakim, kasti kafa attiği tespit edilen Tandoğan’a 6 ay hapis cezasi verdi. Ceza, futbolcunun ayni suçu işlemeyeceğine kanaat getirilerek ertelendi. Geçmiş yillarda ise bazi yildiz futbolcular Ali Tandoğan kadar şansli değildi. Madrid panteri Varol Ürkmez, Taçsiz Kral Metin Oktay ve Tanju Çolak değişik suçlardan kisa süre cezaevinde yatmak zorunda kaldilar.



Trabzonsporlu Gökdeniz’in yüklü bahis oynamasi ile 6 ay sahalardan uzaklaştirilmasi, yildiz futbolcularin kötü çevrelerden uzak tutulmasi gerçeğini bir kez daha hakli çikardi. İddaa oyunu ile kariyerini zedeleyen Gökdeniz, bu şoku üzerinden çabuk atmasini bildi ve bu işlere tövbe ederek tümüyle kendini futbola verdi. Tansiyon arttikça panik refleksler de artiyor. Yakin dönemde Vestel Manisa kalecisi Bülent Ataman, kararina tepki gösterdiği hakem Cüneyt Çakir’in üzerine yürüyor ve kokartini çekiştiriyordu. Ve ceza da gecikmiyordu: 20 maç... Yakin dönemin en ilginç cezalarindan biri de Sakaryaspor’a ilişkin. Sakarya’nin golcüsü Cangele, Beşiktaş maçinda kaleci Runje’ye tükürmüş ve 3 maç ceza almişti. Tükürük olayi geçmiş yillarda G.Saray’in iki efsanesi Fatih Terim (1980’ler) ve Hagi’yi de (1990’lar) yakmişti.



İlk Avrupa cezasi Trabzonspor’a



Türkiye, Avrupa kupalarinda ceza olayi ile bundan 30 yil önce tanişti. O yillar şerefli mağlubiyetler manşet olurdu. Ağlarimiz iki kez havalanip iki atak yapmişsak yenildiğimizde bile hezimete uğramadik diye bayram ederdik. O yillarda lig şampiyonumuz Trabzon için Şampiyon Kulüpler Kupasi’nda Danimarka temsilcisi Kopenhag’i ufak lokma görmüş, peşinen ilk turu geçtiğimize hükmetmiştik. Trabzon’da Bordo-Mavililer fark ararken Necdet’in golüyle 1-0’i zor buldu. Kopenhag rövanşinda ise sahadan 2-0 yenik ayrilip turu rakibe teslim ederken, oyuncularimiz ve gurbetçilerimizin yaptiği taşkinlikla Trabzonspor’un Avrupa’ya kapisi bir yil kapatildi. Ertesi yil da Trabzon şampiyon oldu; ama cezali olduğu için yerine başka bir takim da gönderemedik. Ceza aslinda Türk futboluna kesilmişti. G.Saray’in Ali Sami Yen’deki 5-0’lik Xamax zaferine de çikan olaylar gölge düşürmüş ve yari finali Monaco ile Köln’de oynamak zorunda kalmiştik. Ancak asil katmerli Avrupa cezasini Almanya 2006 Dünya Kupasi’na giden yolun son dönemecinde A Milli Takim 4-2 galip geldiği İsviçre maçinda yaşadi. Final biletini kaptirdiğimiz gibi dünyaya mahcup olduk.



Şaş’a ‘A-ferin Hasan’ dediler



1999 Mart’inda Sakaryaspor’la oynanan Türkiye Kupasi maçi öncesi aldiği A-ferin ilaci nedeniyle dopingli duruma düşen G.Sarayli Hasan Şaş, Prof. Turgay Atasü başkanliğindaki doping merkezinden gelen rapor doğrultusunda 6 ay sahalardan uzaklaştirildi. Doping karşiti kampanyalara yeniden gaz verildiği bu dönemde Gaziantepsporlu Ayhan Akman (şimdi G.Saray’da) ve Yeni Salihlisporlu Çağlar 6’şar ay, Göztepeli Harun ile Petrolofisli İlker de 1’er yil ceza almişti. Yildiz futbolculari Hasan Şaş’in yasak ilaç kullanmasiyla sarsilan G.Saray’da yönetim acilen olayin üzerine gitti ve sorumlu gösterilen doktor Serhan Kurtulmuş’un görevine son verdi. 6 ay aktif dinlenmeye çekilen Şaş da şaşmişti bu işe. Ama yakin çevresinin diline düşmüştü bir kere. Aldiği ilaç 1999’da markasi olmuştu doping isnatli futbolcunun: A-ferin Hasan!



Dosyasi kabarik Fransiz: Nouma



Ahlaka aykiri ceza kapsaminda en renkli numune ise Pascal Nouma. Siyah-Beyazli tribünlerin sevgilisi Nouma, Beşiktaş’in Nisan 2003’te F.Bahçe ile oynadiği maçta attiği golden sonra elini şortunun içine sokarak farkli bir imada bulunmuştu. PFDK, bu ayibi 7 ay hak mahrumiyeti cezasi ile kapatti. Kurul, Nouma’nin hareketini, ‘Spor ahlakina ve centilmenliğe ağir biçimde aykiri davranmak’ olarak değerlendirdi. Nouma, ligimizde cezalara asla Fransiz kalmamişti. G.Birliği maçinda rakip futbolcuya tükürerek eylemli hakarette bulunmasi ve G.Saray maçinda rakibe kasti tekme atmasiyla iki maçlik yasaği da çok tazeydi. Fransiz futbolcu, Avrupa’da da rahat durmuyordu. UEFA Ceza Kurulu, Şampiyonlar Ligi’ndeki hirçinliğini 4 maçla takdir etmişti! F.Bahçe maçindaki hareketi bardaği taşiran son damla oldu. 7 aylik cezadan sonra Beşiktaş da biletini kesiverdi.



Bileti kesildi kesilmesine ama çilesi bitti mi? Asla! Bilirsiniz, önceki yaz ‘Dünyayi Kurtaran Adamin Oğlu’ adli kiyak bir film çekildi. Bu filmde, gişeye katki yapar diye Pascal Nouma’yi da oynattilar. Pascal, filmde oynamak için Türkiye’ye ayak bastiği gece yarisi 01:00’de polis tarafindan gözaltina alindi. Filmin yapimcilari havaalaninda polisle cebelleştiler. Havaalani güvenlik amiri israrla Nouma hakkinda mahkemenin kesinleşmiş karari olduğunu ve Bayrampaşa Cezaevi’ne götüreceğini söylüyordu. Film şirketinin avukati ile Nouma’nin avukati Peter ve menaceri Chantal da Beşiktaş’in eski futbolcusunu vermemek için direniyordu. Son çare, gece 03:00’te uyandirilan savcinin polise verdiği acil talimat ile Nouma, Bayrampaşa yolunda polis minibüsünden alinabildi. Suçu malum: Fener maçinda elini şortunun içine sokmasi...



Nouma’yi gece yarisi Bayrampaşa cezaevine düşmekten kurtaran aslinda ne avukat, ne menacer, ne de savci idi. Rahşan affi Nouma’nin da paçasini kurtarmişti. Ertesi gün, cezanin düşüm kağidini Sultanahmet Adliyesi’nden almaya gittiklerinde bir başka gerçekle yüzleşmişti Nouma. Hakkinda kamu davasi açip tutuklatanlar sanildiği gibi mağdur F.Bahçeliler değil, alacağinin ödenmemesi için harekete geçen Beşiktaşlilar idi!
:intheclub:
Bul
}
Teşekkür edenler:
#2
Konunun başliğini atarken dikkatinden kaçan birşey olmuş acele etmişsin.''ilginç''yerine ilgiç olmuş selamlar.
}
Teşekkür edenler:


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi