05.10.2007, 14:37
:w00t2::w00t2::w00t2:KORKU FİLMİNDEN DAHA KORKUNÇ YAŞANMIŞ OLAY...
Bu olay Kayseri nin Bünyan ilçesi nde yasanmiştir. Olay Alfred
Hitchcock un meshur korku filmlerini bile çok gerilerde birakacak kadar tüyler
ürpertici. Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardiniz?
Kendisi Bünyan li olmayan, politikayla uğraşmis ve halen Kayseri de yaşayan işadami, Bünyan sinirinda, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir
benzin istasyonuna girer.Lokantaya oturur ve orada kalabalik
toplulukla birlikte bir ufak raki içer. Yürüyüş mesafesindeki
Bünyan a gitmek için, lokantadan çikar.
Ancak dişarisi hem zifiri karanlik hem de korkunç bir kar-tipi firtinasi baslamiştir.
Benzin istasyonuna yaklaşik 300 metre mesafedeki,
Bünyan a dönüs yolu kenarina varir. Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan a ulasma derdindedir. Firtina daha da şiddetlenir. Adam bir-kaç adim ötesini bile
görememektedir. Gelip-geçen bir araba da yoktur. Nihayet karanliklar içerisinde,
hayalet gibi yavas yavas yaklasan bir arabanin iki farini fark eder.
Arabanin, tam önünde yavaslamasiyla birlikte hemen arka kapiyi açar ve arabaya
biner. Kapiyi kapatir, araba yeniden hareket eder. İçeridekilere merhaba demek ister.
Ama o da ne? Araba da kimse olmadiği gibi, direksiyonda da kimse yok. Birden
paniğe kapilir. Korkuyla, hemen arabadan atlayip, oradan kosarak
uzaklasmak
ister ama hem araba hizlanmiş, hem de korku ile dizleri baglanmiş, hareket
edemez hale gelmiştir. Araba keskin bir viraja dogru yaklaşir. Adam dua etmeye baslar. Tüm günahlari için tövbe eder. Arabayi durdurmasi için Allaha
yalvarir.
Tam bu esnada, pencereden bir el uzanir ve direksiyonu kivirarak, sert virajdan
arabanin dogru yola dönmesini sağlar. Her tehlikeli dönemece
yaklaştikça, Allah a yalvariş ve yakarişi artar ve her seferinde de bir el dişaridan uzanip, direksiyonu çevirir.
Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarini kimildatir. "Ya Allah koru beni..." deyip, kapiyi açmasiyla birlikte, kendisini arabadan dişari firlatir. Bir kaç takla attiktan sonra, şarampolde kendisine gelir. Defalarca üç Kulfu-bir Elham okuyarak, Bünyan a yürüyerek
ulaşirr ve bir kahvehaneye girer. Üstübaşi islak ve şok haldedir. Kendisini taniyanlar hemence sobanin başina alirlar. Eline bir çay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, başina gelen doğa üstü ve korkunç olayi anlatir. Olayi dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kişinin akli başinda ve toplumsal sorumluluk taşiyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik olusur.
Yaklaşik yarim saat sonra, ayni kahvehaneye Koyunabdal Köyü nden iki kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada, gelenlerden birisi, diğerine şunlari söyler :
-Hasan Yildiz baksana, şu sobanin başinda oturan geri zekali, bizim araba yolda kalinca, biz arabayi iterken, arabaya binip-inen kişi değil mi?
:cray::cray::cray:
Bu olay Kayseri nin Bünyan ilçesi nde yasanmiştir. Olay Alfred
Hitchcock un meshur korku filmlerini bile çok gerilerde birakacak kadar tüyler
ürpertici. Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardiniz?
Kendisi Bünyan li olmayan, politikayla uğraşmis ve halen Kayseri de yaşayan işadami, Bünyan sinirinda, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir
benzin istasyonuna girer.Lokantaya oturur ve orada kalabalik
toplulukla birlikte bir ufak raki içer. Yürüyüş mesafesindeki
Bünyan a gitmek için, lokantadan çikar.
Ancak dişarisi hem zifiri karanlik hem de korkunç bir kar-tipi firtinasi baslamiştir.
Benzin istasyonuna yaklaşik 300 metre mesafedeki,
Bünyan a dönüs yolu kenarina varir. Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan a ulasma derdindedir. Firtina daha da şiddetlenir. Adam bir-kaç adim ötesini bile
görememektedir. Gelip-geçen bir araba da yoktur. Nihayet karanliklar içerisinde,
hayalet gibi yavas yavas yaklasan bir arabanin iki farini fark eder.
Arabanin, tam önünde yavaslamasiyla birlikte hemen arka kapiyi açar ve arabaya
biner. Kapiyi kapatir, araba yeniden hareket eder. İçeridekilere merhaba demek ister.
Ama o da ne? Araba da kimse olmadiği gibi, direksiyonda da kimse yok. Birden
paniğe kapilir. Korkuyla, hemen arabadan atlayip, oradan kosarak
uzaklasmak
ister ama hem araba hizlanmiş, hem de korku ile dizleri baglanmiş, hareket
edemez hale gelmiştir. Araba keskin bir viraja dogru yaklaşir. Adam dua etmeye baslar. Tüm günahlari için tövbe eder. Arabayi durdurmasi için Allaha
yalvarir.
Tam bu esnada, pencereden bir el uzanir ve direksiyonu kivirarak, sert virajdan
arabanin dogru yola dönmesini sağlar. Her tehlikeli dönemece
yaklaştikça, Allah a yalvariş ve yakarişi artar ve her seferinde de bir el dişaridan uzanip, direksiyonu çevirir.
Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarini kimildatir. "Ya Allah koru beni..." deyip, kapiyi açmasiyla birlikte, kendisini arabadan dişari firlatir. Bir kaç takla attiktan sonra, şarampolde kendisine gelir. Defalarca üç Kulfu-bir Elham okuyarak, Bünyan a yürüyerek
ulaşirr ve bir kahvehaneye girer. Üstübaşi islak ve şok haldedir. Kendisini taniyanlar hemence sobanin başina alirlar. Eline bir çay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, başina gelen doğa üstü ve korkunç olayi anlatir. Olayi dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kişinin akli başinda ve toplumsal sorumluluk taşiyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik olusur.
Yaklaşik yarim saat sonra, ayni kahvehaneye Koyunabdal Köyü nden iki kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada, gelenlerden birisi, diğerine şunlari söyler :
-Hasan Yildiz baksana, şu sobanin başinda oturan geri zekali, bizim araba yolda kalinca, biz arabayi iterken, arabaya binip-inen kişi değil mi?
:cray::cray::cray:
sarhos bos arabaya bimis yaaa inanilmaz
earch: