06.01.2012, 03:04
Bu topraklarda 19. yüzyilin sonlarindan beri futbol oynaniyor ama ilk defa futbolun adaletine güven bu derece sarsilmiş durumda. Pek çok futbolsever dünyanin en çok seyredilen sporuyla arasina mesafe koydu, stadyumlarda seyirci sayisi düştü. Futbolla birlikte iyinin kötüye, doğrunun yanlişa, adaletin haksizliklara karşi mücadelesine dair inançlari da yipranmaya başladi ayni insanlarin.
Türkiye’de adli makamlarin aylarca süren titiz bir ön çalişma sonucu başlattiği takip ve soruşturma, futbolu örümcek aği gibi saran bir yapilanmayi ortaya çikardi. Savcilik makami bunu organize suç kapsaminda değerlendiriyor, üstelik hazirlanan iddianame ve ek delillerin pek çoğu kamuoyu ile paylaşilmiş durumda.
2011 yilinin Temmuz ayindan beri Türkiye’de en çok bu soruşturma ve tutuklanan spor yöneticileri, kulüp başkanlari konuşuluyor ama Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) geçici hamlelerle olan biteni maskelemeye çalişan bir kurum olarak, panik halinde arka arkaya yanliş ve tutarsiz kararlar verebilmekten öteye geçemiyor.
Ülke futboluna etkilerini düşünmeden, sadece zaman kazanmak ve yayinci kuruluşun şikayetlerini azaltmak için play-off sistemini getiren TFF, ceza hukuku ile spor hukukunu karman çorman ederek nihai karar için dirayet ve cesareti olmadiğini yüzümüze vuruyor.
FIFA Disciplinary Code ve UEFA Disciplinary Regulations müsabakalarin sonuçlarini etkilemeye yönelik her türlü eylemi sporun ruhuna aykiri kabul edip tamamen yasaklarken, ağir cezalar da içeren bu “sifir tolerans” politikasindan habersiz gibi davrananlar var.
Son olarak TFF 26 Ocak 2012’de Olağanüstü Genel Kurul çağrisiyla, şike ve teşvik primi ile suçlanan kulüpler hakkinda uygulanmasi gereken yaptirimlarin değiştirilmesine yönelik bir toplanti yapilacağini ilan etti. Başka bir deyişle, haklarinda kuvvetli şüphe ve somut deliller bulunan kulüpler, kendilerini ilgilendiren cezalarin değiştirilmesinde söz sahibi olabilecek. “Adalet bunun neresinde?” diye soran futbolseverler çaresizlik içinde!
Ülke sporunun düştüğü durumdan utanan sporseverlerin yardim çağrisi hatta imdat çiğliği duyulsun istiyoruz.
Daha iyi bir dünyaya inanmak için futbolun bize yeni gerekçeler sunmasina ihtiyacimiz var.
Türkiye’nin dokusunda önemli yeri olan futbol renklerinin daha fazla kirlenmesine asla seyirci kalmayacağiz.
İstiyoruz ki, spor kulüplerinin üyeleri, sağduyulu basin mensuplari, hukukçular ve forma rengi ne olursa olsun tüm sporseverler hep birlikte adaletsizliğe karşi birlikte savaşalim!
2012’de bu tartişmalari geride birakmak istiyoruz. Ayrica daha çok para için futbola ihanet edenlerin cezalandirildiğini görmek isteyenler adina UEFA Başkani Michel Platini’nin yeni yil mesajindaki “futbolun değerlerini korumak” vurgusuna biz de değer veriyoruz.
UEFA ve FIFA’nin Türk futbolunun arinarak güçlenmesi sürecine destek olacağini biliyoruz.
Gelin hep birlikte bu güzel oyunu koruyalim, futbolda FAIR PLAY’i hakim kilalim!
http://justice4turkishfootball.com/tr
Türkiye’de adli makamlarin aylarca süren titiz bir ön çalişma sonucu başlattiği takip ve soruşturma, futbolu örümcek aği gibi saran bir yapilanmayi ortaya çikardi. Savcilik makami bunu organize suç kapsaminda değerlendiriyor, üstelik hazirlanan iddianame ve ek delillerin pek çoğu kamuoyu ile paylaşilmiş durumda.
2011 yilinin Temmuz ayindan beri Türkiye’de en çok bu soruşturma ve tutuklanan spor yöneticileri, kulüp başkanlari konuşuluyor ama Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) geçici hamlelerle olan biteni maskelemeye çalişan bir kurum olarak, panik halinde arka arkaya yanliş ve tutarsiz kararlar verebilmekten öteye geçemiyor.
Ülke futboluna etkilerini düşünmeden, sadece zaman kazanmak ve yayinci kuruluşun şikayetlerini azaltmak için play-off sistemini getiren TFF, ceza hukuku ile spor hukukunu karman çorman ederek nihai karar için dirayet ve cesareti olmadiğini yüzümüze vuruyor.
FIFA Disciplinary Code ve UEFA Disciplinary Regulations müsabakalarin sonuçlarini etkilemeye yönelik her türlü eylemi sporun ruhuna aykiri kabul edip tamamen yasaklarken, ağir cezalar da içeren bu “sifir tolerans” politikasindan habersiz gibi davrananlar var.
Son olarak TFF 26 Ocak 2012’de Olağanüstü Genel Kurul çağrisiyla, şike ve teşvik primi ile suçlanan kulüpler hakkinda uygulanmasi gereken yaptirimlarin değiştirilmesine yönelik bir toplanti yapilacağini ilan etti. Başka bir deyişle, haklarinda kuvvetli şüphe ve somut deliller bulunan kulüpler, kendilerini ilgilendiren cezalarin değiştirilmesinde söz sahibi olabilecek. “Adalet bunun neresinde?” diye soran futbolseverler çaresizlik içinde!
Ülke sporunun düştüğü durumdan utanan sporseverlerin yardim çağrisi hatta imdat çiğliği duyulsun istiyoruz.
Daha iyi bir dünyaya inanmak için futbolun bize yeni gerekçeler sunmasina ihtiyacimiz var.
Türkiye’nin dokusunda önemli yeri olan futbol renklerinin daha fazla kirlenmesine asla seyirci kalmayacağiz.
İstiyoruz ki, spor kulüplerinin üyeleri, sağduyulu basin mensuplari, hukukçular ve forma rengi ne olursa olsun tüm sporseverler hep birlikte adaletsizliğe karşi birlikte savaşalim!
2012’de bu tartişmalari geride birakmak istiyoruz. Ayrica daha çok para için futbola ihanet edenlerin cezalandirildiğini görmek isteyenler adina UEFA Başkani Michel Platini’nin yeni yil mesajindaki “futbolun değerlerini korumak” vurgusuna biz de değer veriyoruz.
UEFA ve FIFA’nin Türk futbolunun arinarak güçlenmesi sürecine destek olacağini biliyoruz.
Gelin hep birlikte bu güzel oyunu koruyalim, futbolda FAIR PLAY’i hakim kilalim!
http://justice4turkishfootball.com/tr