08.12.2009, 18:49
Bu yazi: http://vliegendenederlander.blogspot.com adresinden alinmiştir.
Yaziya iki kronolojik alinti ile başlayacağim. 27 Ekim 2007 tarihinden ilki. Tolunay Kafkas Kayserispor'un başina geleli birkaç ay olmuş. Takim 1 gün önce 90. dakika golüyle Trabzonspor'u mağlup etmiş. Bakin ne yazmişiz.
Kayserispor. 2003-2004 yilinda Süper Lig'e çiktilar. Yani bu sezon onlarin süper ligdeki dördüncü sezonu. Birinci sezonda güç bela kümede kalabildiler. İkinci sezon ligi beşinci bitirdiler.Geçtiğimiz sezon yine beşinci oldular. Bu sezon takimin başinda, son iki sezonun lig beşincisi Ertuğrul Sağlam’in Beşiktaş’a gidişi ile yerine getirilen Tolunay Kafkas var. Dün Trabzonspor’u 90. dakika golüyle 1-0 mağlup ettiler. Maç içinde ve sonunda Kayserispor’lu taraftarlar Kafkas’i istifaya davet ettiler. Yalniz bir nokta var. Takim ligin beşinci sirasinda. Yani 2 sezon boyunca büyük çikiş yaptiği söylenen Kayserispor o yillarda neredeyse yine orada. İstifa isteğinin gerekçesi kötü futbol.
4 ay geçmiş aradan sonra. 18 Şubat 2008'de Kafkas isimli bir yazi yazmişiz. Satirlar şöyle.
30 Eylül'den beri Tolunay Kafkas'in Kayserispor'u 1 kez kaybetti. Sivasspor'a. 25 Kasim'dan beri yenilmiyor. Bu süre zarfinda 8 galibiyet 6 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldilar. Liderle arasindaki puan farki an itibari ile 9. Ne kadar ilginç değil mi? Linkini verdiğimiz eski tarihli yazida David Moyes'le karşilaştirmişiz. Farkinda olmadan da daha bir kaç gün önce yine Moyes'le ilgili "İstikrar" başlikli bir yazi yazmişiz.
Şimdi üçüncü yazidayiz bu sefer 20 aylik bir aradan sonra. Tolunay Kafkas Süper Lig'in zirvesinde. 2000 yilindan beri Süper Lig'de mücadele eden takimlarin teknik direktörleri arasinda, 3 yil üstüste görevde kalan sayisi benim bildiğim kadari ile 3. 3 sezonu tamamen bitiren Abdullah Avci ile İBB, Bülent Uygun ile Sivasspor ve Christoph Daum ile Fenerbahçe birliktelikleri diye biliyorum. Hatta Avci şu an dördüncü sezonunu yaşiyor ki bu alanda en uzun süreyle görev yapan hoca unvanini Bülent Uygun'un istifasi ile eline aldi. Belediyespor yönetimi onu 22 maç üstüste kazanamadiği bir sezonda bile görevde tuttular. Takim öyle ya da böyle ligde mücadelesini sürdürüyor. Pazar akşami da Galatasaray'in başini yaktilar. Christoph Daum görevde kaldiği dönemde 2 şampiyonluk 1 ikincilik yaşatti. Fenerbahçe 2 teknik adam denemesinin ardindan yine onda karar kildi. Bülent Uygun ise Sivasspor'u Şampiyonlar Ligi ön elemesine taşiyacak kadar başarili oldu. Yani istikrarli biçimde göreve devam eden 3 teknik adam da belli bir yere getirdiler takimlarini (tabii ki neticelerden yola çikiyoruz zira hem Daum hem Uygun görevleri boyunca bir dolu eleştiri aldilar, Daum hala aliyor) ,Bu üç ismin arkasindan da Tolunay Kafkas geliyor.
Tolunay ilk sezonunda Kayserispor'u lig beşinciliğine taşidi. Henüz 4 sezon önce Süper Lig'e çikmiş bir ekip için hiç fena bir başari değildi. Ertuğrul Sağlam'in Beşiktaş'a transferine de yol açan üstüste 2 beşinciliği tekrar etti ama bir farkla. Tolunay müzeye bir de Türkiye Kupasi'ni ekledi. Yani, ülkenin büyükleri arasinda sayilmayan bir takimin başindaki ilk sezonunda ligi beşinci bitirmiş ve kupayi kazanmişti. Bilmiyorum farkli düşünenler olabilir ama böyle bir teknik adam Avrupa'nin 5 büyük liginden herhangi birisinde Yilin Teknik Direktörü Ödülü'ne aday olur ve büyük ihtimalle de kazanir. Kayserispor'lu bazi taraftarlar buna rağmen ondan memnun değildi, kamuoyu da beklenen ilgiyi göstermedi zaten.
Geçtiğimiz yil yedinci oldu takim. Sezon başinda kaleci Ivankov, Leonardo Iglesias, Gökhan Ünal gibi isimler takimdan ayrilmiş, onlarin yerine Musa Nalbantoğlu, Matias Escobar, Salomon Olembe, Tevfik Köse, Julius Aghahowa gibi önemli transferler yapilmişti. Özellikle Premier Lig'den yapilan Aghahowa ve Olembe transferleri herkesin Kayseri'nin hedef büyüttüğü fikrinde birleştirdi. Ama ufak çapli bir hayal kirikliği oldu. Sezon boyu taraftarlar onun istifasini istediler. Ona yapilan en büyük eleştiri takimin göze hoş gelen bir futbol oynamadiği ve kadronun hakkini veremediği idi. Nitekim Kayseri 26 golle ligin en az gol yiyen takimi olmuştu ama atilan gol sayisinda da sadece 5 takimi geçebilmişlerdi. Kayseri yönetimi bu sirada yeni stadyumunu bitirdi ve Türkiye'nin en iyi tesislerinden birisine kavuştu. Tolunay da üçüncü sezonuna girdi takimin başinda.
Geçtiğimiz sezon tutmayan transfer aşilari bu sezon tuttular. Takimi iki sezondur taşiyan adamlardan birisi olan Mehmet Topuz İstanbul'un yolunu tuttu. Fenerbahçe'de tutunamayan, Gökhan Emreciksin, 21 yaşindaki James Troisi, kariyerinin büyük bölümünü kiralanmakla geçiren Ariza Makukula gibi isimler katildi kadroya. Ligin zirvesine oturdular pazar günü. 10 gol yediler ki Beşiktaş'tan sonra ligin en az gol yiyen takimi durumundalar. Ama artik gol de atiyorlar. O siralamada geçtiğimiz sezon olduğu gibi sondan beşinci değil beşinci siradalar. Bu onlari ayni zamanda ligin en iyi averajina sahip takimi yapti. Ariza Makukula'yi 10 gün önce yazdik. 7 yil önce Salamanca'da oynarken bu kadar iyi oynuyordu ki kariyerinin zirve noktasi odur. Oynadiği 13 maçta 12 golü var. Ayrintisi için o yaziya bakmak yeterli olacak. Takim gelecek hafta İBB deplasmaninda, son hafta da Antalyaspor ile içeride. Zirvedeki 5 takim arasinda ilk yariyi lider bitirmeye en yakin takim durumundalar. Ve evet itiraf edelim daha 4-5 hafta önce Kayserispor'lu bazi taraftarlar hala Tolunay'in istifasini istiyordu.
Görev dönemi boyunca, takimina beklenen futbolu oynatmadiği, ortalama bir teknik adamin dahi ayni şeyleri başarabileceği bir kadroya sahip olduğu ve bu yüzden de istenmediği hep söylendi durdu. Bazilari yazinin başinda gördüğünüz gibi, Trabzonspor'a gol atinca sevinemediğine kadar vardirdi işi. Ben işin istikrar tarafina bakacağim. Kim ona 3 yil boyunca sabretmişse, Türk futbolunda tarih boyunca görmeye alişik olmadiğimiz bir şeyi yapmiş demektir. Yukarida söyledik son 10 yilda topu topu 3 tane örneğimiz var diye. Bu sabir ve istikrar, Kayserispor'la beraber gelişen bir hocayi da yaratti. O da şu anki liderliği getirdi. Tamam eleştirilecek noktalari var elbet, özellikle zor geçen maçlarda hakemlerle girdiği diyaloglar örneğin. Ama, artik neyi iyi yaptiğini bilen ve bunu yaptiğinda ligin tepesine dahi çikabileceğini keşfetmiş bir takim var karşimizda. Bu bir yola girmenin önemli şartlarindan birisidir. Kayseri'nin son 2 senedeki Sivas'a oranla bir avantaji daha var. Yepyeni bir futbol stadyumu. Kadro, taktiği oturmuş bir takim, iyi bir stadyum, Türkiye'nin ekonomisinde önemli pay sahibi şehirlerden birisi, güçlü bir şehir takimi anlayişi. Yillardir başta Bursa olmak üzere, Kayseri, Eskişehir ve Adana'dan hala bir şampiyon çikmamiş olmasini hayretle karşilarim. Bu kadar şampiyonluğa elverişli bir şehir oluşumu varken özellikle. Küçücük bir kasaba olan Hoffenheim'in Bundesliga zirvesini zorladiği, 120.000 nüfuslu Wolfsburg'un şampiyonluğu kazandiği bir futbol dünyasinda bu şehirlerin halen şampiyon çikaramamasini salt Volkswagen desteğine bağlayamiyorum, kusura bakmayin.
Kayseri'nin yolu açik olsun
Kayserispor.org
Yaziya iki kronolojik alinti ile başlayacağim. 27 Ekim 2007 tarihinden ilki. Tolunay Kafkas Kayserispor'un başina geleli birkaç ay olmuş. Takim 1 gün önce 90. dakika golüyle Trabzonspor'u mağlup etmiş. Bakin ne yazmişiz.
Kayserispor. 2003-2004 yilinda Süper Lig'e çiktilar. Yani bu sezon onlarin süper ligdeki dördüncü sezonu. Birinci sezonda güç bela kümede kalabildiler. İkinci sezon ligi beşinci bitirdiler.Geçtiğimiz sezon yine beşinci oldular. Bu sezon takimin başinda, son iki sezonun lig beşincisi Ertuğrul Sağlam’in Beşiktaş’a gidişi ile yerine getirilen Tolunay Kafkas var. Dün Trabzonspor’u 90. dakika golüyle 1-0 mağlup ettiler. Maç içinde ve sonunda Kayserispor’lu taraftarlar Kafkas’i istifaya davet ettiler. Yalniz bir nokta var. Takim ligin beşinci sirasinda. Yani 2 sezon boyunca büyük çikiş yaptiği söylenen Kayserispor o yillarda neredeyse yine orada. İstifa isteğinin gerekçesi kötü futbol.
4 ay geçmiş aradan sonra. 18 Şubat 2008'de Kafkas isimli bir yazi yazmişiz. Satirlar şöyle.
30 Eylül'den beri Tolunay Kafkas'in Kayserispor'u 1 kez kaybetti. Sivasspor'a. 25 Kasim'dan beri yenilmiyor. Bu süre zarfinda 8 galibiyet 6 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldilar. Liderle arasindaki puan farki an itibari ile 9. Ne kadar ilginç değil mi? Linkini verdiğimiz eski tarihli yazida David Moyes'le karşilaştirmişiz. Farkinda olmadan da daha bir kaç gün önce yine Moyes'le ilgili "İstikrar" başlikli bir yazi yazmişiz.
Şimdi üçüncü yazidayiz bu sefer 20 aylik bir aradan sonra. Tolunay Kafkas Süper Lig'in zirvesinde. 2000 yilindan beri Süper Lig'de mücadele eden takimlarin teknik direktörleri arasinda, 3 yil üstüste görevde kalan sayisi benim bildiğim kadari ile 3. 3 sezonu tamamen bitiren Abdullah Avci ile İBB, Bülent Uygun ile Sivasspor ve Christoph Daum ile Fenerbahçe birliktelikleri diye biliyorum. Hatta Avci şu an dördüncü sezonunu yaşiyor ki bu alanda en uzun süreyle görev yapan hoca unvanini Bülent Uygun'un istifasi ile eline aldi. Belediyespor yönetimi onu 22 maç üstüste kazanamadiği bir sezonda bile görevde tuttular. Takim öyle ya da böyle ligde mücadelesini sürdürüyor. Pazar akşami da Galatasaray'in başini yaktilar. Christoph Daum görevde kaldiği dönemde 2 şampiyonluk 1 ikincilik yaşatti. Fenerbahçe 2 teknik adam denemesinin ardindan yine onda karar kildi. Bülent Uygun ise Sivasspor'u Şampiyonlar Ligi ön elemesine taşiyacak kadar başarili oldu. Yani istikrarli biçimde göreve devam eden 3 teknik adam da belli bir yere getirdiler takimlarini (tabii ki neticelerden yola çikiyoruz zira hem Daum hem Uygun görevleri boyunca bir dolu eleştiri aldilar, Daum hala aliyor) ,Bu üç ismin arkasindan da Tolunay Kafkas geliyor.
Tolunay ilk sezonunda Kayserispor'u lig beşinciliğine taşidi. Henüz 4 sezon önce Süper Lig'e çikmiş bir ekip için hiç fena bir başari değildi. Ertuğrul Sağlam'in Beşiktaş'a transferine de yol açan üstüste 2 beşinciliği tekrar etti ama bir farkla. Tolunay müzeye bir de Türkiye Kupasi'ni ekledi. Yani, ülkenin büyükleri arasinda sayilmayan bir takimin başindaki ilk sezonunda ligi beşinci bitirmiş ve kupayi kazanmişti. Bilmiyorum farkli düşünenler olabilir ama böyle bir teknik adam Avrupa'nin 5 büyük liginden herhangi birisinde Yilin Teknik Direktörü Ödülü'ne aday olur ve büyük ihtimalle de kazanir. Kayserispor'lu bazi taraftarlar buna rağmen ondan memnun değildi, kamuoyu da beklenen ilgiyi göstermedi zaten.
Geçtiğimiz yil yedinci oldu takim. Sezon başinda kaleci Ivankov, Leonardo Iglesias, Gökhan Ünal gibi isimler takimdan ayrilmiş, onlarin yerine Musa Nalbantoğlu, Matias Escobar, Salomon Olembe, Tevfik Köse, Julius Aghahowa gibi önemli transferler yapilmişti. Özellikle Premier Lig'den yapilan Aghahowa ve Olembe transferleri herkesin Kayseri'nin hedef büyüttüğü fikrinde birleştirdi. Ama ufak çapli bir hayal kirikliği oldu. Sezon boyu taraftarlar onun istifasini istediler. Ona yapilan en büyük eleştiri takimin göze hoş gelen bir futbol oynamadiği ve kadronun hakkini veremediği idi. Nitekim Kayseri 26 golle ligin en az gol yiyen takimi olmuştu ama atilan gol sayisinda da sadece 5 takimi geçebilmişlerdi. Kayseri yönetimi bu sirada yeni stadyumunu bitirdi ve Türkiye'nin en iyi tesislerinden birisine kavuştu. Tolunay da üçüncü sezonuna girdi takimin başinda.
Geçtiğimiz sezon tutmayan transfer aşilari bu sezon tuttular. Takimi iki sezondur taşiyan adamlardan birisi olan Mehmet Topuz İstanbul'un yolunu tuttu. Fenerbahçe'de tutunamayan, Gökhan Emreciksin, 21 yaşindaki James Troisi, kariyerinin büyük bölümünü kiralanmakla geçiren Ariza Makukula gibi isimler katildi kadroya. Ligin zirvesine oturdular pazar günü. 10 gol yediler ki Beşiktaş'tan sonra ligin en az gol yiyen takimi durumundalar. Ama artik gol de atiyorlar. O siralamada geçtiğimiz sezon olduğu gibi sondan beşinci değil beşinci siradalar. Bu onlari ayni zamanda ligin en iyi averajina sahip takimi yapti. Ariza Makukula'yi 10 gün önce yazdik. 7 yil önce Salamanca'da oynarken bu kadar iyi oynuyordu ki kariyerinin zirve noktasi odur. Oynadiği 13 maçta 12 golü var. Ayrintisi için o yaziya bakmak yeterli olacak. Takim gelecek hafta İBB deplasmaninda, son hafta da Antalyaspor ile içeride. Zirvedeki 5 takim arasinda ilk yariyi lider bitirmeye en yakin takim durumundalar. Ve evet itiraf edelim daha 4-5 hafta önce Kayserispor'lu bazi taraftarlar hala Tolunay'in istifasini istiyordu.
Görev dönemi boyunca, takimina beklenen futbolu oynatmadiği, ortalama bir teknik adamin dahi ayni şeyleri başarabileceği bir kadroya sahip olduğu ve bu yüzden de istenmediği hep söylendi durdu. Bazilari yazinin başinda gördüğünüz gibi, Trabzonspor'a gol atinca sevinemediğine kadar vardirdi işi. Ben işin istikrar tarafina bakacağim. Kim ona 3 yil boyunca sabretmişse, Türk futbolunda tarih boyunca görmeye alişik olmadiğimiz bir şeyi yapmiş demektir. Yukarida söyledik son 10 yilda topu topu 3 tane örneğimiz var diye. Bu sabir ve istikrar, Kayserispor'la beraber gelişen bir hocayi da yaratti. O da şu anki liderliği getirdi. Tamam eleştirilecek noktalari var elbet, özellikle zor geçen maçlarda hakemlerle girdiği diyaloglar örneğin. Ama, artik neyi iyi yaptiğini bilen ve bunu yaptiğinda ligin tepesine dahi çikabileceğini keşfetmiş bir takim var karşimizda. Bu bir yola girmenin önemli şartlarindan birisidir. Kayseri'nin son 2 senedeki Sivas'a oranla bir avantaji daha var. Yepyeni bir futbol stadyumu. Kadro, taktiği oturmuş bir takim, iyi bir stadyum, Türkiye'nin ekonomisinde önemli pay sahibi şehirlerden birisi, güçlü bir şehir takimi anlayişi. Yillardir başta Bursa olmak üzere, Kayseri, Eskişehir ve Adana'dan hala bir şampiyon çikmamiş olmasini hayretle karşilarim. Bu kadar şampiyonluğa elverişli bir şehir oluşumu varken özellikle. Küçücük bir kasaba olan Hoffenheim'in Bundesliga zirvesini zorladiği, 120.000 nüfuslu Wolfsburg'un şampiyonluğu kazandiği bir futbol dünyasinda bu şehirlerin halen şampiyon çikaramamasini salt Volkswagen desteğine bağlayamiyorum, kusura bakmayin.
Kayseri'nin yolu açik olsun
Kayserispor.org