04.08.2012, 14:41
Bir Başari Öyküsü: Ertuğrul Taşkiran
Bugün sizlere bir başari öyküsünden bahsedeceğim. Hem de tirnaklariyla kaziya kaziya bulunduğu noktaya gelmiş bir adamin. Tam adiyla Mahmut Ertuğrul Taşkiran'i Türkiye'nin tanidiği tarih, 22 Eylül 2011'de oynanan Samsunspor-Trabzonspor müsabakasiydi. Bir önceki hafta TT Arena deplasmaninda kirmizi kart gören takimin tecrübeli 1.kalecisi Ahmet Şahin'in yerine bu genç kaleci bir Süper Lig maçinda 90 dakika olarak ilk kez şans buluyordu. İtiraf etmem gerekirse, tamamini seyrettiğim maçta onu kalede ilk gördüğümde çokca güven duyduğumu söyleyemem. Lâkin özellikle dakikalar ilerledikçe yaptiği kurtarişlar, kendisine duyduğu özgüven ve savunmadaki arkadaşlarina verdiği pozitif elektirik beni çok etkiledi. O gün Samsun 19 Mayis stadyumunda bu maçi seyredenler belki de Türkiye'nin önümüzdeki 10 yilina damga vuracak bir kaleciyi izlediklerinin farkindalar miydi bilinmez ama ben o günden sonra Ertuğrul'u başka bir gözle izlemeye başlamiştim..
Sonraki hafta Orduspor maçinda Fatih Tekke'nin 90+ daki kafasini çikarttiğinda bu çocuk olacak dedim. Yine de kesin tespiti koymak için Ertuğrul'u canli seyretmeyi bekledim. Ve nihayetinde amacima 23 Ekim 2011'de ulaştim. Fenerbahçe-Samsunspor maçinda bir kaleyi Mert Günok, diğer kaleyi Ertuğrul Taşkiran koruyordu. O gece için Fenerbahçe kaleci altyapisinin iftihar gecesi demek herhalde yanliş olmaz. İki genç ve siki arkadaşinda gol yemediği maçta kaleci formasi yeşilli olan, Fenerbahçe tribünlerinden büyük tepki gördü. (İtiraf ediyorum, bende onlardandim) Kadiköy doğumlu Ertuğrul, çok sevdiği, alt yapisindan yetiştiği "hemşehrileri" Fenerbahçe taraftari tarafindan vakit çalmakla suçlaniyordu. Gol yememenin verdiği sevinç bu yüzden az da olsa buruklaşmişti. Genç kaleci o akşam, mikro blog sitesi twitter'da duygularini "Profesyonellik gereği elimden geleni yaptim. Benim için çok zor oldu. Büyük Fenerbahçe taraftarina teşekkür ederim. Tepki gösteren arkadaşlarimizi da anliyorum ancak son pozisyonda Semih abinin darbesi sonucu nefesim kesildi ve yere yiğildim" diyerek paylaşiyordu. Ertuğrul, o akşamin sonunda başta son pozisyonu paylaştiği Semih abisi olmak üzere Alex,Aykut Kocaman gibi isimlerden ve akli başinda bir çok Fenerbahçeliden destek alip moralini düzeltti. Ancak göze geldiğinden mi bilinmez, Samsunspor'un ve Süper Lig'in en formda kalecisinin sadece 3 gün sonra bir Karabükspor maçinda parmaği kirildi. Yaklaşik 1,5 ay sahalardan uzak kalan arkadaşlarinin deyimiyle "Eto'o" Süper Lig'de sezonu 27 maçla tamamladi ve böylece ligde henüz ilk yilini geçiren bir kaleci için çok önemli bir deneyim edinmiş oldu..
Fenerbahçe kalesi Alman Schumacher'in ardindan Engin İpekoğlu (1991-1996), Rüştü Reçber (1993-2007) ve Volkan Demirel ile (2002-?) tam 3 farkli jenarasyondur Türk kalecilere emanet. Hem de bu 3 Türk kaleci Milli Takimda da bayraği hep üst düzeyde taşidilar. 4.jenarasyon için Sari Lacivertli kulübün elinde çok iyi iki kaleci var. 24 yaşindaki Mert Günok ve 23 yaşindaki Ertuğrul Taşkiran. Hangisi 1.eldiven olursa olsun umarim Fenerbahçelilerin ve muhtemelen Milli Takim'a gönül verenlerin içi rahat olacaktir. Önümüzdeki iki sezonu sakatlik olmazsa, Kayserispor'un 1.kalecisi olarak geçirecek Ertuğrul Taşkiran'a sonsuz başarilar, umarim ve inaniyorum kariyerinin 2. lig maçinin sonunda verdiği o içten gülümsemeyi, kariyerinin sonunda da kazanacaği kupalarla verir, Engin,Rüştü ve Volkan gibi Türk futbolunun efsane kalecilerinden biri olur..
"Süper Lig kariyerimin başlangicinda yaşadiğim heyecani ve mutluluğu bana tekrardan hissettiren, ilerleyen yillarda tekrar tekrar okuyup animsayacağim güzel bir çalişma olmuş. Eline ve emeğine sağlik. Ayrica vatani görevini en iyi şekilde yerine getirip, sağlikli bir şekilde ailene ve sevdiklerine kavuşursun inşallah Özgün. Allah yardimcin olsun.." *
ERTUĞRUL TAŞKIRAN
* Twitter üzerinden irtibata geçtiğim mütevazi ve alçak gönüllü Ertuğrul kardeşim, kendisini anlattiğim yazim hakkinda kisa bir dipnot birakmayi da kabul etti. Ayrica bir müjde daha. Askerden sonra Ocak-Şubat arasinda belli olmayan bir tarihte blog'a röportaj bölümü koyacağim ve ilk konuğum da Ertuğrul Taşkiran olacak. Kendisine yardimlari,katkilari kisaca her şey için teşekkür ediyorum
http://kosmayanbiadam.blogspot.com/2012/...l?spref=tw
Bugün sizlere bir başari öyküsünden bahsedeceğim. Hem de tirnaklariyla kaziya kaziya bulunduğu noktaya gelmiş bir adamin. Tam adiyla Mahmut Ertuğrul Taşkiran'i Türkiye'nin tanidiği tarih, 22 Eylül 2011'de oynanan Samsunspor-Trabzonspor müsabakasiydi. Bir önceki hafta TT Arena deplasmaninda kirmizi kart gören takimin tecrübeli 1.kalecisi Ahmet Şahin'in yerine bu genç kaleci bir Süper Lig maçinda 90 dakika olarak ilk kez şans buluyordu. İtiraf etmem gerekirse, tamamini seyrettiğim maçta onu kalede ilk gördüğümde çokca güven duyduğumu söyleyemem. Lâkin özellikle dakikalar ilerledikçe yaptiği kurtarişlar, kendisine duyduğu özgüven ve savunmadaki arkadaşlarina verdiği pozitif elektirik beni çok etkiledi. O gün Samsun 19 Mayis stadyumunda bu maçi seyredenler belki de Türkiye'nin önümüzdeki 10 yilina damga vuracak bir kaleciyi izlediklerinin farkindalar miydi bilinmez ama ben o günden sonra Ertuğrul'u başka bir gözle izlemeye başlamiştim..
Sonraki hafta Orduspor maçinda Fatih Tekke'nin 90+ daki kafasini çikarttiğinda bu çocuk olacak dedim. Yine de kesin tespiti koymak için Ertuğrul'u canli seyretmeyi bekledim. Ve nihayetinde amacima 23 Ekim 2011'de ulaştim. Fenerbahçe-Samsunspor maçinda bir kaleyi Mert Günok, diğer kaleyi Ertuğrul Taşkiran koruyordu. O gece için Fenerbahçe kaleci altyapisinin iftihar gecesi demek herhalde yanliş olmaz. İki genç ve siki arkadaşinda gol yemediği maçta kaleci formasi yeşilli olan, Fenerbahçe tribünlerinden büyük tepki gördü. (İtiraf ediyorum, bende onlardandim) Kadiköy doğumlu Ertuğrul, çok sevdiği, alt yapisindan yetiştiği "hemşehrileri" Fenerbahçe taraftari tarafindan vakit çalmakla suçlaniyordu. Gol yememenin verdiği sevinç bu yüzden az da olsa buruklaşmişti. Genç kaleci o akşam, mikro blog sitesi twitter'da duygularini "Profesyonellik gereği elimden geleni yaptim. Benim için çok zor oldu. Büyük Fenerbahçe taraftarina teşekkür ederim. Tepki gösteren arkadaşlarimizi da anliyorum ancak son pozisyonda Semih abinin darbesi sonucu nefesim kesildi ve yere yiğildim" diyerek paylaşiyordu. Ertuğrul, o akşamin sonunda başta son pozisyonu paylaştiği Semih abisi olmak üzere Alex,Aykut Kocaman gibi isimlerden ve akli başinda bir çok Fenerbahçeliden destek alip moralini düzeltti. Ancak göze geldiğinden mi bilinmez, Samsunspor'un ve Süper Lig'in en formda kalecisinin sadece 3 gün sonra bir Karabükspor maçinda parmaği kirildi. Yaklaşik 1,5 ay sahalardan uzak kalan arkadaşlarinin deyimiyle "Eto'o" Süper Lig'de sezonu 27 maçla tamamladi ve böylece ligde henüz ilk yilini geçiren bir kaleci için çok önemli bir deneyim edinmiş oldu..
Fenerbahçe kalesi Alman Schumacher'in ardindan Engin İpekoğlu (1991-1996), Rüştü Reçber (1993-2007) ve Volkan Demirel ile (2002-?) tam 3 farkli jenarasyondur Türk kalecilere emanet. Hem de bu 3 Türk kaleci Milli Takimda da bayraği hep üst düzeyde taşidilar. 4.jenarasyon için Sari Lacivertli kulübün elinde çok iyi iki kaleci var. 24 yaşindaki Mert Günok ve 23 yaşindaki Ertuğrul Taşkiran. Hangisi 1.eldiven olursa olsun umarim Fenerbahçelilerin ve muhtemelen Milli Takim'a gönül verenlerin içi rahat olacaktir. Önümüzdeki iki sezonu sakatlik olmazsa, Kayserispor'un 1.kalecisi olarak geçirecek Ertuğrul Taşkiran'a sonsuz başarilar, umarim ve inaniyorum kariyerinin 2. lig maçinin sonunda verdiği o içten gülümsemeyi, kariyerinin sonunda da kazanacaği kupalarla verir, Engin,Rüştü ve Volkan gibi Türk futbolunun efsane kalecilerinden biri olur..
"Süper Lig kariyerimin başlangicinda yaşadiğim heyecani ve mutluluğu bana tekrardan hissettiren, ilerleyen yillarda tekrar tekrar okuyup animsayacağim güzel bir çalişma olmuş. Eline ve emeğine sağlik. Ayrica vatani görevini en iyi şekilde yerine getirip, sağlikli bir şekilde ailene ve sevdiklerine kavuşursun inşallah Özgün. Allah yardimcin olsun.." *
ERTUĞRUL TAŞKIRAN
* Twitter üzerinden irtibata geçtiğim mütevazi ve alçak gönüllü Ertuğrul kardeşim, kendisini anlattiğim yazim hakkinda kisa bir dipnot birakmayi da kabul etti. Ayrica bir müjde daha. Askerden sonra Ocak-Şubat arasinda belli olmayan bir tarihte blog'a röportaj bölümü koyacağim ve ilk konuğum da Ertuğrul Taşkiran olacak. Kendisine yardimlari,katkilari kisaca her şey için teşekkür ediyorum

http://kosmayanbiadam.blogspot.com/2012/...l?spref=tw
Bu þehir seninle baþka güzel Kayserispor'um!